20 Temmuz 2009 Pazartesi


Bir şeye zamansız yakalanmaktan nefret ederim... Herşeyin bir zamanı vardır ama değil mi.. Mesela geçen pazar çok uzaklara piknik yapmaya gittik. Dağların tepelerinden geçtik. Ördekler, kazlar, kuzular gördük. Çobanlarına selam bile verdik. Üç arabaya doluştuk. Etler bir gece önceden sosa yatırılmış, mezeler, salatalar hazır. İçecekler için buzluk bile düşünülmüş. Uzakta olduğunu söylemişlerdi. Gidiyoruz... Bitmek bilmiyor. Göl falan varmış dediler. Göle karpuzlarını koymuş, çekirdek çitleyen atletti tipler, ördekleri kovalayan çocuklar tahayyül ettim. Etrafta son yanan mangaldan arta kalan kömürler. Kırık dökük masalar. Her piknikte olduğu gibi. İşte tam bu noktada hazırlıksız yakalandım. Yerlerde çöpler yoktu, hayvanları kovalayan çocuklar da yoktu. Göl kirlenmemişti. Çünkü orada pek fazla insan yoktu. Bundan sonra da olmaması dileklerimle. (Bu sebeple lütfen adres sormayın, adeta cenneten bir köşe diyebileceğim piknik alanımızın yeri hakkında en ufak bir ipucu bile vermeyeceğim ^_^ sevgiler)

Hiç yorum yok: